Organ Nakli Hakkında Gizlenen Gerçekler

Organ nakli, çagimizin ‘biçak sirti’ konularindan biri. Bir annenin çocuguna ya da eslerin, akrabalarin kendi rizalariyla birbirine organ bagislamasinda elbette bir beis yok. Ilk bakista böyle görünse de acaba ‘tip sektörü’ her zaman böyle masum mu bakiyor nakil olayina?Toplumun vicdanina seslenerek yapilan çagrilar hayat kurtariyor belki. Nakil taraftarlari dinî kurumlari ve tip otoritelerini arkasina almak konusunda hiç sikinti çekmiyor. Ama ne pahasina?Aliciyi da vericiyi de ömür boyu kullanmak zorunda kalacagi ilaçlara mahkûm etmek isin bir boyutu... Peki ya nakilleri mümkün kilan ama neme nem bir sey oldugu konusunda tip otoritelerinin bile tam anlamda hemfikir olamadigi “beyin ölümü” ne demek? Beyin ölümü gerçeklesen biri gerçekten ölmüs müdür? Beyin ve beden baska baska zamanlarda mi ölür? Ailesi, yakinlari “beyni öldü” denilen bir kisinin organlari için nakil izni verme konusunda nasil bir ‘mülkiyet’ hakkina sahip olabilirler? Beyin gerçekten öldüyse neden nakil sirasinda verici kisiye anestezi yapmak gerekiyor? Yillarca bitkisel hayat denilen halde kalip bir anda uyanarak kaldigi yerden hayatina devam eden hastalara dair öykülere ne demeli o zaman?