Hölderlin'in Deliliği
168,00 TL
| SKU | 9786258094954 |
|---|---|
| Yazar | Giorgio Agamben |
| Çevirmen | Kemal Atakay |
| Yayınevi | Ketebe Yayınları |
| Basım Yılı | 2022 |
| Sayfa Sayısı | 248 |
| Kapak Türü | Karton Kapak |
| Baskı Sayısı | 1. Baskı |
“Hölderlin, kırk yaşında aklını yitirmeyi makul buldu.” R. Walser
Hölderlin’in hayatı, tam ortasında ikiye bölu¨nu¨r. 1770 ile 1806 arasındaki ilk 36 yılında gu¨ndelik hayattan fazlaca uzak olmaktan korksa bile, gu¨cu¨ ölçu¨su¨nde zamanının du¨nyasında yaşayıp o du¨nyanın olaylarına katılan Hölderlin, 1807 ile 1843 arasındaki ikinci 36 yılını bir duvar onu dış du¨nyadan ayırıyormuşçasına temastan kaçarak olaylardan uzakta geçirir ve hayata karşı tavrını, her tu¨r tarihsel niteliğin izlerini silmek u¨zerine kurar.
Hölderlin’in Deliliği, Hölderlin’in, hayatının ikinci yarısında delilik teşhisini gönu¨llu¨ olarak kabul etmesi u¨zerine Giorgio Agamben’in bu durumun nedenlerine felsefi açıdan eğildiği bir kroniktir. Agamben, Hölderlin’de aktif ve pasif, kamusal ve özel, akıl ve delilik, gu¨ç ve eylem, komik ve trajik arasındaki karşıtlığı etkisiz hale getiren ve Hölderlin’in Batı du¨şu¨ncesine bıraktığı politik mirası temsil eden alışılmış bir yaşam göru¨r. Alışılmış yaşam, şiirsel bir yaşamdır; kararlaştırılamayacak veya emredilemeyecek bir şekilde, insanlığı şiirsel olarak içinde yaşatır. Hayatın kendisi de dahil olmak u¨zere her sanatta ve çalışmada başarısızlığı tek kader olarak kabul eden bir hayat...
Hölderlin’in hayatı, tam ortasında ikiye bölu¨nu¨r. 1770 ile 1806 arasındaki ilk 36 yılında gu¨ndelik hayattan fazlaca uzak olmaktan korksa bile, gu¨cu¨ ölçu¨su¨nde zamanının du¨nyasında yaşayıp o du¨nyanın olaylarına katılan Hölderlin, 1807 ile 1843 arasındaki ikinci 36 yılını bir duvar onu dış du¨nyadan ayırıyormuşçasına temastan kaçarak olaylardan uzakta geçirir ve hayata karşı tavrını, her tu¨r tarihsel niteliğin izlerini silmek u¨zerine kurar.
Hölderlin’in Deliliği, Hölderlin’in, hayatının ikinci yarısında delilik teşhisini gönu¨llu¨ olarak kabul etmesi u¨zerine Giorgio Agamben’in bu durumun nedenlerine felsefi açıdan eğildiği bir kroniktir. Agamben, Hölderlin’de aktif ve pasif, kamusal ve özel, akıl ve delilik, gu¨ç ve eylem, komik ve trajik arasındaki karşıtlığı etkisiz hale getiren ve Hölderlin’in Batı du¨şu¨ncesine bıraktığı politik mirası temsil eden alışılmış bir yaşam göru¨r. Alışılmış yaşam, şiirsel bir yaşamdır; kararlaştırılamayacak veya emredilemeyecek bir şekilde, insanlığı şiirsel olarak içinde yaşatır. Hayatın kendisi de dahil olmak u¨zere her sanatta ve çalışmada başarısızlığı tek kader olarak kabul eden bir hayat...